TİP adayı Talya Aydın: TBMM’ye trans milletvekili göndereceğiz
14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesinde siyasi partiler, milletvekili aday listelerini 9 Nisan’da Yüksek Seçim Kurulu’na sundu. Emek ve Özgürlük İttifakı ile birlikte seçime girecek olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) de 53 seçim bölgesinde milletvekili adayı gösterdi.
9 Nisan’da düzenlediği etkinlikte milletvekili adaylarını ve seçim beyannamesini açıklayan TİP, listelerine İstanbul’dan 3 trans kadını da dahil etti. TİP’in İstanbul 2. Bölge 18. olağan milletvekili adayı Talya Aydın ile adaylık sürecini ve seçilmesi durumunda yapacağı çalışmaları konuştuk.
‘Mücadeleden gelen adaylarımızla iddialıyız’
TİP İstanbul 2. Bölge milletvekili adaylarından birisiniz. Partiniz sizinle birlikte İstanbul’dan 3 trans kadını aday gösterdi. TİP’in adaylık süreci nasıl gelişti? Partinizin LGBTİ+’lara yönelik temel politikaları nelerdir?
Pazar günü yaptığımız coşkulu sunumdan bu yana en çok konuşulan ve en çok heyecanlandıran konu Türkiye İşçi Partisi olarak TBMM’ye göndereceğimiz adaylar oldu. Yıllardır farklı alanlarda hak ve özgürlük mücadelesi veren emekçi yoldaşlarımız bu ülke insanının gerçek temsilcisidir. Partimizi adaylık sürecinde diğer siyasi partilerden ayıran yönü buydu. Mücadeleden gelen, sözleriyle ve eylemleriyle bizzat halkın sorunlarını Meclis’e taşıyacak adaylarımızla iddialıyız. Aynı durum LGBTİ+’lar için de geçerli, sınıf mücadelemiz doğrultusunda hiçbir bireyin temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmaması partimizin temel politikasıdır ve bunun için çalışıyoruz.
“SİYASİLERİN SORUNLARIMIZI BİLDİĞİNİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Seçimlere yaklaşık bir ay kaldı. Seçim sürecinde LGBTİ+’ların eğilimleri ne yönde?
LGBTİ+’lar bugün Türkiye’deki en dezavantajlı gruplardan biri. Ayrımcılık her ne kadar ideolojik bir durum ve sorun olarak ele alınsa da aslında sınıfsal ayrımla birlikte düzgünce büyüyen bir uçurum haline gelmektedir. Bizim için temel hak ve özgürlüklerimiz ekonomik krizle birlikte gerçek bir yaşam mücadelesine dönüşüyor. Barınma hakkımız, iş bulma ve bu işleri teminatlı yapma hakkımız, kamusal alanlarda özgürce var olma hakkımız, ekonomik güvenliğimiz elimizden alındıkça katmanlı bir yıkıma maruz kalıyor. LGBTİ+’lar yekpare bir bütün değil ama bu dönemde ortak ses haklı temsil. Ülkenin en yüksek siyasi arenasında, bizim sorunlarımızı bizzat bilen, yaşamış ve emeğini vermiş bir siyasi anlayış ve siyasetçi görmek istiyoruz.
‘HUKUK VE ADALETİN EŞİT UYGULANMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’
Sizce bugün Türkiye’deki LGBTİ+’ların en temel sorunları neler? Daha önce TBMM’de trans bir milletvekili olmamıştı. Seçilirseniz, mecliste bu sorunlarla ilgili nasıl çalışacaksınız?
Her şeyden önce, hem hukukta hem de uygulamada eşit vatandaşlık ve kanun önünde eşitlik. Evde kalırken tereddüt etmemek, ayrımcılığa uğramayacağımızı bilerek iş görüşmesine güvenle katılabilmek. Okullarda, kampüslerde ve parklarda özgürce var olmak. Bakın bunlar ne kadar temel, ne kadar vicdani istekler… Bunların üstüne sansürsüz bir kelime de hikayelerimizi anlatabilmek ve hak ettiğimiz ve hak ettiğimiz gibi bir hayat yaşayabilmek. Bugün öyle bir durumdayız ki, hayatınız boyunca sevdiğiniz, birlikte bir hayat kurduğunuz sevgilinizle, hayat arkadaşınızla hukuk önünde bağ kuramamış durumdayız. Acil servise gitmeniz gerekse bile gidip ziyaret edemezsiniz. Bu ülkenin en büyük utançlarından biri de LGBTİ+’ların sevdiklerini, arkadaşlarını morglardan alabilmek için katlandıkları çabadır. Bunlar benim bir LGBTİ+ olarak kırmızı çizgilerim olacak. Her şeyden önce hukukun ve adaletin eşit uygulanması için çalışacağız. Kanun önünde ayrımcılık unsurlarının sadece yazılı olarak değil fiili hayatımızda da güvence altına alınmasını sağlayacağız. İnsanların hayatlarını birlikte geçirdikleri kişilerle olan birlikteliklerinin hukuk önünde tanınması yönündeki çabalarımızdan geri adım atmayacağız.
Siyasi partiler, milletvekili aday listelerini 9 Nisan’da YSK’ya sundu. Listelere baktığınızda LGBTİ+’ların siyasi temsilini nasıl yorumluyorsunuz?
Başta da sorduğunuz gibi Türkiye İşçi Partisi İstanbul 2. ve 3. Bölge’de 3 trans kadın aday gösterdi. Ayrıca İzmir, Eskişehir ve Edirne’den de queer adaylarımız var. Bu bizim için çok değerli bir başarı. Seçmen de bu kazancın bedelini net görüyor. 14 Mayıs seçimleri Türkiye için tarihi bir seçim, ikinci yüzyılımızda nasıl bir ülke hayal ettiğimizi belirleyeceğimiz, bu ülkenin her ferdi olarak irademizi ortaya koyacağımız bir seçimdir. Bu nedenle nefret yürüyüşleriyle ülkenin bir kesimi açıkça hedef alınırken, ülkeyi yönetmeye talip olan partilerin bu temsiliyetin yok sayılmasını tuhaf buluyorum. TİP’in ilkeli duruşu, bireylerin haklarının her türlü mücadelesinde yanında yer almasından gelmektedir. Sadece LGBTİ+ özneler değil, tüm seçmenler bu çabanın öneminin bilincinde olarak sandık başına gidecek.
‘BU SEÇİM O SEÇİM OLACAK’
İstanbul 2. Bölge’de AK Parti’nin ilk adayı, LGBTİ+ karşıtı söylemleri tepkilere neden olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu. TİP aynı bölgede 2 trans milletvekili adayı da gösterdi. Seçim sürecinde Süleyman Soylu’ya karşı nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?
Bakan Soylu, kendisi olmayanları ayrıştıran, ötekileştiren ve hatta aşağılayan söylemler kullanıyor. Ben bu ülkenin insanlarının vicdanına inanıyorum. Bu ülkenin insanlarının, emekçilerinin, kadınlarının, LGBTİ+’larının, çiftçilerinin birlik ve beraberlik içinde olduğunu görüyorum. Bunu Gezi Direnişi sürecinde de yaşadık. Parkımıza, ağacımıza, kuşlarımıza, şehrimize öyle sahip çıktık ki AKP’nin korktuğu dayanışmayı bizzat onlara gösterdik. Depremde de aynı dayanışmayı, birlik ve beraberliği gördük. Kutuplaştırma çabalarının körüklediği siyasetin ve nefret ikliminin son bulması için elimizden geleni yapacağız. Soylu’ya karşı TİP’ten adayım, adayımız Esmeray 2. Bölge üçüncüsü. TBMM’ye kesin olarak bir trans kadını göndereceğiz. Bu seçim o seçim olacak.
‘GÖRÜNÜR KRALİÇE ADAYLIĞININ YENİ YOLLAR AÇABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
Adaylığınız kesinleştikten sonra çevrenizden ve kamuoyundan nasıl geri dönüşler aldınız?
Bu inanılmaz bir macera oldu. Adaylığımı yakın çevremle paylaştım, zaman zaman konuştuk. Ancak Pazar günü tüm partimiz, çevremiz ve Lütfi Kırdar’daki taraftarlarımız bizimle o kadar yoğun bir ilgi ve coşku paylaştılar ki, o akşam yaptığım açıklamaya açıkçası takviye çığ yağdı. Bu benim için o kadar onur verici ki, yıllardır zamanımı ve gücümü çok iyi paylaştığım, emeklerimi hem bilen hem de bilen binlerce insandan bir nevi güvenoyu almış gibi hissettim. Aldığım en net temas, arkadaşlarımın tüm işçilerin hakları için net bir çaba göstereceğime olan inancıdır. Bu adaylık süreci kamuoyu tarafından da çok değerli bulundu, görünür bir queer aday olmanın Türk siyasetinde yeni yollar ve kapılar açacağını düşünüyorum.
‘GENÇLERİN SİYASETTE REFERANSI ÇOK ARTIRILACAK’
26 yaşında genç bir milletvekili adayı olarak seçmene neler söylemek istersiniz?
Dünyamızı asla olduğu gibi kabul etmek zorunda değiliz. Hem kendimize hem de bu dünyayı paylaştığımız tüm canlılara karşı öyle bir sorumluluğumuz var ki, her zaman bu durumu düzeltmeye çalışıyoruz. Aslında bu farkındalığa cinsiyet uyum sürecim sayesinde ulaştım. Yanlış bedenimi, dışarıdan algılanan kimliğimi olduğuma, içimde hissettiklerime çekmeyi başardım. Yani bu mümkün. Bu mümkün olursa, dünyayı kendimize çekip daha düzenli hale getirmek ve hepimiz için daha düzenli bir gezegende hak ettiğimiz ve kendimizi en uygun şekilde yarattığımız hayatları sürmek mümkündür. Gençliğin siyasete tepkisi katlanarak artacak.
catalzeytinajans.com.tr